Kaygı bozukluğu nedir?
Kaygı; kendimizi tehlike altında hisssettiğimizde yaşadığımız duygudur. İşlevsel yönü gerçek tehlike varlığında koruyucu önlem alabilmemizdir ( hızla üzerimize gelen arabadan kaçabilmek gibi ). Ancak kaygı bozukluğunda çocuk/ genç gerçekten bir tehlike olmasa bile tehdit altında hisseder ve yoğun endişeye kapılır. Zihinleri sıklıkla ya şöyle şöyle olursa düşünceleri ile meşguldür ( ya asansörde kalırsam, ya rezil olursam, ya deprem olursa, ya annemi babamı tekrar göremezsem) .
Çocukların yaşadığı her kaygı belirtisi bozukluk anlamına gelir mi ?
Çocukların büyüme gelişme dönemlerinde bazı dönemlerde bazı kaygılar olağan kabul edilir. Örneğin; okul öncesi dönemde karanlık korkusu, anne babadan ayrılma korkusu, hayalet canavar korkusu belli seviyelerde ise bozukluk olarak düşünülmez. Okul dönemi başlangıcında okul korkusu gibi ( 4 haftadan uzun sürerse bozukluk olarak kabul edilir). Bu dönemlerdeki bu korkularda ebeveynlerin tutum ve davranışları kaygının nasıl devam edeceğini belirler.
Kaygılı çocuğuma nasıl yardım edebilirim ?
Öncelikle ebeveynler kendi kaygı düzeylerini, olaylar karşısındaki endişeli davranışlarını gözden geçirmelidir. Bunun dışında aşırı koruyucu yaklaşım, bireyselliğe izin vermemek, her şeyi çocuk adına yapmak ya da karar vermek, aşırı eleştirel tutumlar çocuklardaki kaygıyı artırır. Diğer bir önemli noktada çocuğu kaygılı çocuk, korkak çocuk olarak etiketlememektir. Tüm bunların ötesinde çocuğunun kaygıları nedeniyle yaşı itibariyle yapabileceği birçok etkinlikten kaçınıyorsa çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmanızdır.